Atopik Dermatit Hastalığı Bulunan Çocuklar Nasıl Beslenmelidir?

Atopik Dermatit Hastalığı Bulunan Çocuklar Nasıl Beslenmelidir? Ne Sıklıkla Ne Yemelilerdir? Hastalık Ataklarını Arttırmada Gıdaların Etkisi Var Mıdır Veya Bu Hastalığı Yatıştıran Gıdalar Mevcut Mudur?

Çocukluk döneminde görülen egzamaların çoğunu atopik egzamalar oluşturur. Bu hastalarda, vücutta tekrarlayan egzama ataklarının sık sebeplerinden biri de besin alerjisidir. Bugüne dek pek çok araştırma, egzamada besin alerjilerinin rolünü belgelemiştir. Besin alerjisiyle ilişkili durumlarda en iyi tedavi önlem almaktır ve en iyi önlem de bebeklik döneminde emzirmektir. Araştırmalar emzirmenin çocukta egzamaya ve genel olarak alerjilere karşı önemli bir koruma sağladığını destekler.

Emzirilerek beslenen bebekte egzama varsa, bu genellikle anne sütündeki alerji yapan antijenlerin bebeğe geçmesi sonucudur. Böyle bir durumla karşılaşan anne öncelikle yaygın besin alerjenleri olan inek sütü, tavuk yumurtası, soya, buğday ve yer fıstığından uzak durmalıdır.

Daha büyük veya hazır mamayla beslenen çocuklarda süt, yumurta ve yer fıstığı, egzamayı tetikleyen en yaygın besin alerjenleri arasındadır. Bir araştırmada çocukluk çağındaki egzama olgularının yaklaşık %81’inden bu 3 besin maddesi sorumlu tutulmuştur.

Besin alerjilerinin en iyi teşhis yolu ‘’eliminasyon ve ekleme’’ yöntemidir. Bu yöntemde, alerjiye yol açtığı kuşkulanılan yiyecekler en az 10 gün süreyle beslenme programından çıkarılır, sonra teker teker ve etkileri dikkatle izlenerek yeniden beslenme programına alınır. Bu yaklaşım özellikle çocukluk çağındaki egzamada yararlı olur. Süt ürünleri, yumurta, yer fıstığı, domates, yapay renklendirici ve koruyucuların elenmesi gibi basit bir yol olguların en az %75’inde önemli bir düzelme sağlar.

Daha başka alerjilerin gelişimini önlemek için alerjiye neden olan besinlerin olabildiğince erken aşamada saptanması gerekir. Çoklu besin alerjisiyle uğraşmak, beslenme programını fazlasıyla kısıtlayacağı için gerçekleştirilemeyecek kadar zor olabilir. Ancak alerjiye yol açan besinlerin erken aşamada saptanıp elenmesi yeni alerjilerin gelişimini de engelleyecektir. Belirli bir yiyeceğe alerji var ise en az bir yıl ondan uzak durmak gerekir. Yapılan araştırmalar, hastaların alerji yapan yiyeceklerden bir yıl kadar uzak durabilmesi halinde, pek çoğunda alerjinin ortadan kalktığını veya giderek azaldığını göstermiştir. Bir araştırma 5 ana besin alerjeninden (yumurta, süt, buğday, soya ve yer fıstığı) uzak durabilen egzama hastalarında besin alerjilerinin kaybolma oranının %26, diğer besin alerjenlerinde alerjilerin kaybolma oranının ise % 66 olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak atopik dermatitte etkili bir tedavi, atakları önleyecek besin alerjilerinin saptanıp elenerek bağışıklık sistemi üzerindeki yükün hafifletilmesi, deride histamin salınımının ve diğer alerjik unsurların bastırılmasını şeklinde özetlenebilir. Ayrıca atopik dermatit tedavisinde yardımcı olduğu kanıtlanmış pek çok besin vardır. Probiyotiklerin kullanımı ile atopik dermatit oluşumunun baskılandığı görülmüştür. Probiyotiklerin atopik dermatite neden olan potansiyel allerjen yapıları modifiye ettikleri ve immünojenitelerini düşürdükleri gösterilmiştir. Omega -3 yağlarının alınmasının egzamada iyileşme sağladığı görülmüştür. C vitamini de hem cildin iyileşmesini teşvik edebilir, hem de bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Ayrıca egzamalı hastalarda genelde çinko düzeylerinin düşük olması ve çinkonun esansiyel yağ asitleri metabolizmasının düzgün çalışmasını sağlaması, atopik egzama tedavisinde çinko takviyesinin gerekliliğini işaret etmektedir.

Dr. Nevzat MAZMANOĞLU

Dr. Nevzat MAZMANOĞLU, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi